Sunday, April 11, 2010

Yiyecek Üreticisi Şirketlerin Bilmemizi İstemediği 10 Şey




1-Ambalaj üzerindeki açıklamalarda yiyeceğin içinde yer alanların hepsini gösterilmez: Yiyeceklerin yüksek sıcaklıkta pişirilmesi sürecinde crylamides gibi kansere sebep olan kimyasallar kolaylıkla oluşabilir, ancak bunların ambalaj üzerinde gösterilmesini zorunlu kılan hiç bir kural yoktur. Dahası, çözücüler, zirai ilaçlar ve diğer kimyasalların kalıntıları da diğerleri gibi ambalajlar üzerinde gösterilmek zorunda değildirler. Bunun yanında, yiyeceklerin üzerinde içerilerinde kansere neden olabilecek kimyasalları bulundurduğunun yazılmasının yasaklanmasına dair standardizasyon konusu Amerikan Ulusal Kongresinde su anda tartışılan başlıkların içinde yer almaktadır.

2-Monosodyum glutamate (MSG): Binlerce yiyeceğin ve masum görünüşlü yüzlerce market ürünün içine eklenen bu madde endokrin sisteminin (Editör Notu(EN) hormonsal sistem: endokrin sistemi epitelli olan çok hücreli bezlerden bir tanesidir; salgısını doğrudan kana veren bezlerdir. hipofiz, tiroit, böbrek üstü bezleri bu gruba girer.) fonksiyonlarını bozmakta, normal iştah sürecine müdahalede bulunarak tüketicilerin kendilerini daha aç hissedip daha fazla besin tüketmelerine neden olmaktadır. Bu kimyasal sadece geniş çaplı bir obeziteye sebep olmamakta, aynı zamanda kar amacıyla hareket eden yiyecek firmalarının bu işi durmaksızın tekrar etmelerine neden olmaktadır.

3-MSG özellikle su malzemelerin içinde saklanarak yiyeceklere katılmaktadır: Maya özü, torula mayası, bitkisel proteinler ve otolize edilmiş mayalar. Güvendiğimiz binlerce bilindik market ürünü bu tat artırıcı kimyasalların bir ya da daha fazlasını içerir, hatta neredeyse `sebzeli burger` gibi vejetaryen ürünlerin hepsi bu gruba dâhildir. (Yemeden önce ambalajı dikkatli okuyunuz)

4-ADHD (Attention Deficit Hyperactivity Disorder.) – (EN: Çocuklardaki hiperaktivite): Çocuklarda görülen hiperaktivite rahatsızlığının neredeyse tamamı kimyasal olarak renklendirilmiş ve rafine edilmiş karbonhidrat içeren besinlerin tüketiminden kaynaklanır. ADHD vakalarını oluşturan çocukların yüzde 80`i kimyasıyla oynanmış bu besinlerin öğünlerden kesilmesi sonucu iki hafta içerisinde tedaviye olumlu cevap vermişlerdir.

5- Kimyasal Tatlandırıcı Aspartam: Bu kimyasal sadece bir kaç saat sıcağa maruz kaldığında bile Formaldehit(bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/Formaldehit) ve formik asit (bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/Formik_asit)gibi kimyasallara ayrılmaya başlar. Formaldehit gözleri, beyni ve bütün sinir sistemini harap edebilecek çok güçlü bir kimyasaldır. Aspartam migrenle, hastalık nöbetleriyle, bulanık görme sorunu ve diğer birçok sinir sistemi sorunuyla çok ciddi bir şekilde ilişkilidir.

6- Yemek sosları: Ananastan yapılan guakamole sosu gibi hidrojenle birleştirilmiş yağlardan, suni tatlandırıcıların katkısıyla yapılmış birçok sos bu tehlikeli ürünler içerisindedir. Hatta neredeyse bu tarz üretilen sosların birçoğunun içerisinde sosun kaynağını oluşturan sebze ve meyve aslında hiç yoktur. (Editör notu: Ketçapın içinde aslında hiç domates olmaması gibi.)

7-Plastik kaplar: Plastik kap içindeki besinler sağlık açısından büyük bir potansiyel tehlikedir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki plastik kaplar bisfenol A adı verilen kimyasalı (Bkz:http://tr.wikipedia.org/w/ındex.php?title=%C3%96zel:Ara&search=bisfenol&ns0=1&redirs=0) yiyeceklerin içerisine sızdırmaktadır. Plastik kaplarda yemek pişirmek ise bu riski defalarca katlamaktadır. Bisfenol erkeklerde meme büyümesine neden olan hormonların artışın kadınlardaki hormonsal dengenin bozulmasına neden olmaktadır. Ayrıca prostat ve göğüs kanseri gibi hormonsal kanser türlerine de davetiye çıkarmaktadır.

8- Sut Üretimi: Amerika Birleşik Devletlerinde süt üretimi dünyanın diğer bütün gelişmiş ülkelerinde yasaklanmış olan sentetik hormonlar enjekte edilmiş ineklerden yoluyla sağlanmaktadır. Bu hormonlar, çok genç yaştaki genç kızların anormal bir şekilde büyük göğüslere sahip olmasına (Editör Notu: e çok da kötü bir şey değilmiş be:) ya da prostat kanseri gibi hormonsal kökenli kanserlerin daha önce görülmemiş boyutlara ulaşmasını açıklamada yardımcı olur. Monsanto (EN: endüstride kullanılan hormonların üreticileri) USDA (EN: bizdeki tarım ve köy işleri bakanlığının Amerika’daki adı) kısa bir süre önce organik süt üreticilerine, ineklerini sentetik hormonlar yoluyla tedavi ehlileştirmedikleri gerekçesiyle üretim yapmalarına müsaade etmemektedir. Organik süt üretimi bu kadar yoğun bir ateş altında olmasına rağmen bile, Organik Süt Üreticileri, Horizon (EN: Coca-Cola'nın sahibi olduğu bir şirket) `yanlışlıkla` organik ürün olarak etiketlenmiştir.

9- Market Malzemeleri: Birçok market malzemesinin(Oğünler yerine geçebilecek içecekler, su ilaveli çikolatalı sütler, v.b gibi.) paketlerinin üzerine bakıldığında çok sağlıklı olduklarına dair bağıra çağıra birçok iddiada bulundukları görülebilir. Ama gerçekte, besin değeri olarak koca bir `0` dırlar. Bilinen en önemli besin maddelerinin ise böyle bir iddiada bulunmaları FDA( EN: Amerikan gıda ve ilaç denetim idaresi) tarafından yasaklanmıştır. Bu besinler neler mi? Hormonsuz meyve&sebzeler.

10- Yiyecek üreticileri aslında marketlerde `raf` satın alırlar: Bu nedenle en karlı (dolayısıyla en düşük besin değerlerine sahip) ürünler marketlerde en görünen yerlerde, koridorların köşelerinde, kasa ödeme noktalarında, göz hizasında yer alan raflarda bulunurlar. Tüm bunlar obezite, Seker hastalıkları, kanser, kalp rahatsızlıkları, hastalıklarla tahrip olmuş bünyelerin dünyanın her yerinde artmasının nedeni olan mağaza içi satış ve görünebirlik uygulamalarıdır.

Kaynak: http://www.xm.com

Çeviren: eksik günlük

No comments:

Post a Comment