Saturday, March 27, 2010

CDS Danışmanlık


Selam. Ben Eksik Günlük. Bundan tam 495 gün önce hep tutkunu olduğum alanda kendimi geliştirmek, yaratıcı yazarlık üzerinde eğitim almak üzere Amerika ya da Kanada`ya gitmek istedim. Evet, istedim bunu. Bilinen fuarlara gittim ve masaların birçoğuyla oturup konuştum. Bu zaman içerisinde 26 yıllık profesyonel İstanbullu olduğum halde taksim ve Beşiktaş ta hala bilmediğim yerler olduğunu öğrendim. Ve bu yerlerdeki yurt dışı danışmanlık şirketlerini. O şirketlerin her birinden çıkışımda isimlerinin neden yurt dışı danışmalık şirketi olduğunu daha iyi anlayabiliyordum ve kendi kendime, `Herhalde,` dedim, `Danışmanlık veren kısımları yurt dışında bunlar sadece nasıl orda olduklarını anlayamadığım çok başarılı hologramları!` Komik mi? Elbette değil. Hava inanılmaz sıcaktı ve ben çaresizdim… Çaresiz ve yalnız… Ta ki… Ta ki o gelene kadar… Noluyo ya!

Taksimdeki bir yurt dışı danışmalık şirketine daha gittim. Taksimdi ve danışmanlık şirketi `danışmalık` çıkmasa bile çıkıp bir iki ıslak hamburger yiyebilir, sokaklarında ileride olacağım büyük yazarlık sonrası kitaplarımı imzalatmak için gelecek güzel kızların hayalini kurabilirdim. Evet, yapabilirdim bunu. Bunun verdiği rahatlıkla 129T’nin akbiline acımadan bastım… Gideceğim danışmanlık şirketinin adresine bakıyordum hamburgerciden çıkarken: Galatasaray Lisesinin karsısı, CDS Danışmanlık. Bir danışmanlık şirketi bir diğerini önermişti. Sadece bunun için bile gidilebilinirdi. `Bunlarla bir görüsün isterseniz. Kanada konusunda oldukça deneyimli ve iyilerdir`. Neden denemeyeyimdi ki? Evet, belki biraz abartıyorum ama kapıdan içeri girer girmez `burası` dedim. Kısaca neyle karsılaştığımı anlatmak gerekirse; masaların üzerinde duran dağınık kâğıtlar, birilerine ait olduğu belli onlarca dosya, hemen az önce bir şeyler karalanmış olduğu ucundaki demirde hala ıslak duran mürekkepten anlaşılabilecek renk renk kalemler, birbirlerine kesinlikle nizami bakmayan misafir sandalyeleri… `Yaşıyor burası` dedim. Evet dedim bunu.

Oturduk konuştuk. Bana yardımcı olan danışman Meltem Hanim`di. Kendisi gerçekten çok yardımcı oldu, konuştuk karşılıklı, diğer danışmanlık şirketleriyle karsılaştırınca oldukça uzun. Ne istediğimi sordu,` yazmak istiyorum` dedim. Bilgilerimi istedi. Verdim. Üç hafta sonra vizem gelmişti. Su anda hala Kanada`dayım. Az önce hesapladım da 455 gün olmuş bu ilginç serüvenime başlayalı. Onların yardımıyla önce dil okuluna sonra da istediğim bölüme kaydımı yaptırdım. Kendileri benim açımdan o güne kadar alışık olmadığım bir rahatlıkla bana yardımcı oldular. Hayatimin bu önemli evresinde bana yaptıkları yardımlar için kendilerine buradan yeniden teşekkür etmek isterim. Evet, isterim bunu.

Niye mi isterim? Çünkü hava sıcaktı. Ve ben yalnızdım. Bi de ıslak hamburger yemekten bıktım ya. Hem bi şey diyim mi? Kanada çok güzel.
Ve Meltem Hanım, size yeniden çok Teşekkürler…

Imam Faisal Abdul Rauf: Lose your ego, find your compassion

Altyazisini cevirdigim bu videoyu asagidaki baglantiya tiklayarak izleyebilirsiniz.

Imam Faisal Abdul Rauf: Lose your ego, find your compassion - 27 Translation(s) | dotSUB

Tuesday, March 23, 2010

melek



melek

öyle zamanlar geçirelim ki meleğim,
ters düz edelim dünyayı
evler yansın, yıkılsın dağlar
yaz kışa dönsün.. kış ayaza
ayaklarımız havaya, sırtımız hep yere değsin.
çabuk incinirsin
bilirim..
aç koynunu serileyim üstüne
ki melegim,
sen hiç usumeyesin…

fotograf: eksik günlük

ah sevgilim,

"son karesi gibi red kit'in
batan güneşe doğru
sürerken atımı
'gitme kal' demeni bekliyorum
ama yalnızca
rüzgar çekiştiriyor atkımı.."

SUNAY AKIN

Wednesday, March 3, 2010

Çocuklar


Faşizmi çocuklar da anlayabilir
Dayak yemektir serseri bir babadan
Karanlık odaya kapatılmaktır
Hakkını istemekte direttiğin zaman

Üvey ana, yarı güleç öksüze
Sabunlu eliyle tokadı yapıştırır
Henüz yaslıdır çocuk henüz dayanıksızdır
Yıldırmaktır amaç esir etmektir
Çocuk faşizmi yanağında tanır

Onlar niçin böyle çirkin olurlar
Bir tek güzel faşist yaşamamıştır
Anlamlı sorulardır bunlar çocuklar size
Okullar bu dersi öğretmiyorlar

Nerde bir kuvvet birikmişse haksız
Nerde bir zartzurt ya da cartcurt
Nerde elimizden kapılmışsa ekmek
Sınıfta, sokakta, evde, çarşıda
İşte çocuklar faşizm ordadır

.....

ERGİN GÜNÇE