Saturday, September 22, 2012

bir kadın'a






Bu seni bıraktığım son ağustos ayı.
Bu hayatımdaki en susuz yaz.
İçimde mevsim bilmeyen kanatsız bir ayaz.
İçimde acı,
içimde içimi acıtan seni unutmak.
İçimde acıya
ve seni unutmaya dair
yıkılmak bilmeyen müebbet bir inşaat.

Belki bir ihtimal olurdu
geri alabilseydim içimdeki çocuğu
gittiği son saklambaç oyunundan.
Ama mümkün değil
bir harften bir kitap yaratmak
ne de benden bir adam.
Gidiyorum.
İçimde ilk defa pişmanlıklarım,
pişmanlıklarımın mağarasını koyulaştırmaya gidiyorum.
Gidiyorsun.
Son kez.
Sen de,
benden kalan iki kırık hatıran
başkasının olmaya.
İkimiz birden,
ceplerimizde küskün birer heves
koşa koşa kaybolmanın dehşet karanlığında...
Bir gözyaşı kadar değeri olmayan bu yazık hayata daha iyi tutunmak adına.
Yazık.

Ait olmak kurnazca ve dingin.
Vazgeçmek ihanetin yüzündeki lanetli gülümseme.
Kaybetmekse normal.
Vazgeçmekten korkmak da elbet!
Ama sen,
omzunda –haklı olarak- uyumak için bir baş arayan kadın.
Ne olur hiç korkma!
Sen ilk adımını atıp eşiğini aştığın o evden.
Korkma...
Bir daha asla geçmeyecek saklambaç düşkünü o çocuk sizin semtten. 

yazar: eksik günlük