Friday, April 30, 2010

YASAMALISIN MUSLUM GURSES

Senden başka kimse daha iyi anlatamazdı Müslüm Baba...

Anılardan bir tutam,
Kanla suluyorum,


Thursday, April 15, 2010

bir kaybedenin gözünde Oğuz Atay




Hakkında belki de binlerce kez yazılmış olan ve benim hiç de mütevazı olmayı düşünmediğim bir dönem sonrası Türk edebiyatı içindeki en büyük yazar olarak gördüğüm Oğuz Atay için yeniden bir şeyler yazmanın ne kadar saçma olduğunu emin olun ki benden önce yazanlar gibi ben de gayet iyi biliyorum.

Ama efsanesinin önüne geçen böyle bir ismin peşinden sürüklediği gizli güruhun sesi fazla çıkmadığından ve zaten sesleri fazla çıkmadığı için böyle bir büyücüye teslim olan benim gibilerden biriysen sen de, bu damar açıcı 16 satıra gerek duymadan, hemen aşağıdaki hazineyi havaya saçarken aklına getirmen gerekenleri biliyorsun demektir.. Değilsen de?

Söndür piponu, çöz top sakalının fermuarını, giy pijamanın çizgilerini “tutunamayanlar ve tehlikeli oyunlar” kitaplarından derlediğim sözleriyle her türlü kuvveti kaldıracak güce kavuşmanın migren çatlatan baş ağrısına hazırla kendini…

Ayrıca dikkat! AşŞağıdaki bilgi düzeyi sizi, dünyanın en büyük mutluluğu cehaletten geçici bir süre alıkoyabilir. Oluşabilecek derin düşüncelerden ve dalgın bakışlardan parmaklarımız hiçbir şekilde mesuliyet kabul etmez. Çalınan güzel günlerinizin sorumluluğu tamamen size aittir.

Bu vahim durumun derinizin altına nüfuz etmesi halinde, mantıklı düşünce silsilenizin oluşturduğu akıllanma tehlikesinin bir an önce atlatılabilmesi için yetişkinler 4 ya da 5 saat, müziklerinde duygulandığımız reklâmlarda dâhil olmak kesintisiz televizyon izlemelidirler.

Lütfen öğrendiklerinizi gıcıklardan uzak tutunuz. Ve derin yerde muhafaza ediniz..
başlıyoruz…

• Özellikle, en yakınınızdakidir sizi yarışma duygusuna sürükleyen.

• Kadınlar bir yandan her şeye rağmen savunmasız ve narin olduklarını gösteren yapmacıklıklarını elden bırakmazlar. “Canım şu ipi şuraya takar mısın?” “Canım senin boyun yetişir.” -ya da “Sen benden kıymetlisin” Yani senin bütün üstünlüklerin basit ve hayvani üstünlüklere dayanır. Sonra küçük bir aksama olunca: “Dur canım, bir de ben denesem…” sahteliği.

• Rene Descartes, beşeriyetten çirkinliğinin intikamını almak arzusuyla kartezyen adı
verilen koordinat sistemini yaratmıştır.

• İnsan kendini beğenmeden yaşayamaz.

• Gazete okumak: küçük burjuvanın Pazar ayinleri

• Öyle tuzaklar kuralım ki küçümseyip bir kenara atsınlar; gene de rahat etmesin içleri.

• Cranium fibula radius
Sacrum patella carpus
Nasıl ezberlenir Allah’ım
Arapça dua eden insanın Latince kemikleri

• Türkler Orta Asya’dan anavatana göç etmeden önce, bütünüyle bir kabile hayatı yaşıyorlardı. Çadır medeniyetinin gereklerine göre kurulmuş bir toplum düzenleri vardı. Bu düzenin, bugünkü hayat şartlarından ne kadar uzak olduğunu, artık dilimize yerleşmiş olan cam, hasır, kravat, kira(ev kirası), kiraz, hafif, masa, tabak, tabut, müzik, tahsil, mezar, karyola, kelime, cümle gibi kelimelerin bu dilde bilinmemesiyle kanıtlayabiliriz. Bu kelimelerin, Türkçenin eksik bir kolu olan Öztürkçe’de bulunmaması, bizi aşağıdaki sonuçlara vardırıyordu kabilenin yaşayışı hakkında:
- Türkler camdan dışarı bakmazdı.
- Türkler hasır üstünde oturmaz ve meseleleri hasıraltı etmezlerdi. Bu adet Osmanlılarda başlamıştı.
- Türkler hafiflikten hoşlanmazdı.
- Türkler ev kirası vermezdi. Ev kirası, Türklerin iptidai komünizmden, toprak burjuvazisine geçmeleriyle başlamıştı.
- Türkler, düşüncelerini, kelime ve cümle gibi kalıplar içinde ifade etmezlerdi.

• Tutunamayanlar: Genellikle başka hayvanların yuvalarında (onlar dayanabildikleri sürece) barınırlar… İçgüdüleri tam gelişmemiştir. Kendilerini korumayı bilmezler. Fakat –gene taklitçilikleri nedeniyle- başka hayvanların dövüşmesine özenerek kavgaya girdikleri olur. Şimdiye kadar hiçbir tutunamayanın bir kavgada başka bir hayvanı yendiği görülmemiştir. Bununla birlikte, hafızaları da zayıf olduğu için, sık sık kavga ettikleri, bazı tabiat bilginlerince gözlenmiştir… Yemekten sonra insanlarda görülen durgunluk ve hafif sıkıntı, sebebi bilinmeyen vicdan azabı ve hiç yoktan kendini suçlama gibi duygulara sebep oldukları hekimlerce ileri sürülmektedir.

• Alışkanlıklarımdan başka vereceğim bir şey kalmamış ona. O ise, bütün bu uzun sevişmeyi, onu şimdiden özlemeye başlamam gibi bir duyguyla açıklıyor.

• Kalın kesilmiş ekmek dilimleri, süt, yumurta, peynir, bal. Kocaman çukur tabaklar içinde kaybolmuşlar. Buraya, kahvaltı ettikten sonra, oğlum bu yiyecekleri küçük tabaklar içinde getirmesini öğrenin, diyen akıl hocaları gelmemiş daha.

• Hiç olmazsa öldükten sonra, aralarında bulunmaktan zevk alacağımız insanlarla yaşasaydık.

• Hükümet Konağı eski bir bina, çünkü kapısı ortada. Henüz kasabalara böyle yenilikler girmiyor. İnsan ruhunu sıkan simetriden kurtulmak için yalnız, kapı yana alınıyor.

• Bugün annem dayanamadı; ne yazdığımı sordu. Ona nasıl anlatsam? Bütün hayatımı birlikte geçirdiğim ve beni gerçekten seven bir insana hiçbir şey anlatamamak ne kötü. Ondan farklı gelişmeye ne zaman başladım? Bu ayrılık nasıl doğdu? Hiç anlamıyorum. Bir gün baktım, iki yabancı olarak yaşıyoruz aynı evde. Aslında kimseye bahsetmedim kendimden. İstemiyorum da.

• Ben kötüyüm; sizlere karşı kötü duygular besledim içimden. Beceriksizliğimden uygulayamadım kötü düşüncelerimi. Sizleri kıskandım, küçük gördüm, bayağı buldum: bana yapılmasını istemediğim kötülükleri sizlere yapmak istedim.

• Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. Ben, kurşunkalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım.

• Kimse karşısındakinin parçalanışını görmek istemiyor.

• Köylünün arkasından uzun süre baktı: bacaklarını açarak gidiyordu köylü. Gidişinde, bilgisizliğin güzelliği vardı. İşinin dışında, kolunu bacağını nasıl kullanacağını bilmez.

• İnsanların söyledikleri sözlerden heyecanlanarak kendilerini konuşmaya kaptırmaları, benim için bulunmaz bir nimetti. İnsanları dinlerken onların bir an gelip kendilerinin farkında olacakları ve heyecanlarından utanacakları düşüncesi beni korkutuyordu. Onlara çevrelerini unutturmaya çalışıyordum. Bütün dikkatimi üzerlerine çeviriyor ve onları konuşmalarında hiç yalnız bırakmıyordum. Dinleyenlerden biri sıkılır da bu duygusunu belli eder endişesiyle herkesi kolluyor, böyle olduklarını tahmin ettiklerimi sohbetin dışında tutmaya çalışıyordum.

• Annem bana hayrandır. İçinden, onunla ilgilendiğim, onunla konuştuğum için sevinir; dışındaysa, kızar görünür bana. Hele, ona bir şey öğretmek istediğimi, bilgiyle ilgili bir sohbet yapacağımızı sezerse, hemen davranır, kalkar yerinden: ocaktaki yemeğin altını söndürür, ya da elindeki örgüyü kaldırır ya da radyoyu kapatır: beni iyi dinleyebilmek için. Gerçek ilginin bu kadar candan bir belirtisini başka yerde gördüğümü hiç hatırlamıyorum. Yemeğin dibinin tutmasına da aldırmasın, diyeceksiniz. Siz de çok şey istiyorsunuz.

• Bizde kavim isimleri, sinema sahiplerinin ve berberlerin ilgisini çekmekten öteye gidememiştir.

• Biz Türkler açık sözlüyüzdür. Kendimizi tutamayız. Birbirimizi ne kadar az tanımış olsak da, yarım saat geçmeden içimizi döker ve fakat aşk, deriz.

• Sigara dumanı gözleri yakıyor, eşyanın ve insanların üzerine siniyordu. Durum bir kere sağlığa aykırı oldu mu öyle sürüp gitmeli oğlum Turgut. İçki de çok içilmeli, sigara da. Havasız da kalınmalı, dumandan boğulmalı insan. Adilik de artmalı, bayağılaşmalı insan.

• Kumarcı için her oyun birdir. Yalnız beyim, belirli oyunlarla şöhret yapmış namlı kumarcılar vardır. Meraklıları, o oyunlarda böyle kumarcılardan çekinirler. Gene de dayanamazlar: hep o oyunu oynamak isterler. Telaşlı olduklarından, kumarcının şöhretiyle kulakları dolu olduğundan, her zamanki oyunlarını oynamazlar çoğu kere. Yenilirler. Kumarcının şöhreti de gittikçe artar.

• Kumar, kadın, içki: dördüncü sınıf tatlı hayat.

• Kadınlar köpeklerden farklı olduklarını göstermek için utanırlar.

• Bir kitap yazacağım: bütün insanlar birleşiniz ve aynı şeylere gülünüz.

• Bu Almanların her işi sağlam: Dün akşam bir Alman filmine gittim; çok kötüydü ama kopmadı.

• Derler ki ruh bozuklukları insanı son derece kurnaz yaparmış.

• Yeni olan her şeye isyan ediyor vücut: dünyanın en rahat yatağında yattığı ilk gece uyuyamıyor.

• Kimsenin, ne yaptığımı anlayamayacağı bir zaman kalmalı bana.

• Kitaplardan, yaşantılarım için yararlanmadığımı ve kendimi bir biçime sokamadığımı da yüzüme vurabilirsiniz. Ne yapabilirim? Kitap okumakla, manavın beni aldatmasına engel olamıyorum bir türlü.

• İnsanların yalan söylemesi için bir gerekçe göremediğinden, onlara inanmakta güçlük çekmiyordu. İnsanlara inanmadan, onlarla birlikte olmanın mümkün olmadığını sanıyordu.

• Böyle çocuklarla, genç kızlar ancak alay edebilirdi. Sevgililer, onun saçma davranışlarına karşı, ancak göz göze gelerek gülümseyebilirdi.

• En uslanmaz insanlar bile yanlışlıkla da olsa bir kere evlenince çevrelerini kendileri gibi görmek istiyorlar.

• Meyhaneler işportacı psikiyatrislerle dolu.

• Selim kafasında on yüzbin, hayatında sadece bir aşk yaşadı. Onun da dumanı doğru çıkmadı.

• Herkes yaptığı beğenilsin diye başkasının yaptığını beğenecek.


• Her şikâyetim için ayrı bir mercie gidiyordum, onlara diyordum ki: “Bütün istediğim haksız bir muamelenin düzeltilmesi, sayın baylar lütfen beni bir kere dinleyin” Beni bir kere dinlerlerse bütün karışıklıkların düzeleceğe inanıyordum. Kendimi o kadar haklı görüyordum ki bütün aksaklığın bilmemelerinden doğduğunu sanıyordum.

• Bütün günü yorgunluğunu, karısının sevgili kocası dinlesin diye Amerikan pazarından aldığı rahat koltukta gideriyordu. Geriye yaslandı; koltuğun arka kısmı da onunla birlikte hafifçe geriye gitti: aile babalarının geceleri kötü şeyler düşünmelerini önlemek için sayısız tedbirleri vardı medeniyetin.

• Düşüncelerini kendine saklamak isteyen bir insan olarak yataktaki yakınlığın getireceği huzursuzluktan korkuyor; konuşmayı uzatıyordu. Yolculuğa çıkmadan önceki gece insan hemen arkasını dönüp yatamazdı.

• Işık yanarken pencereye ancak erkek yanaşabilir yatak odasında.

• Ey insanlar benim hepinizden farklı olduğumu nasıl anladınız? Demek fen bu kadar ilerledi.

Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar kitaplarından derleyen eksikgünlük

Sunday, April 11, 2010

Al Seckel says our brains are mis-wired

Türkçe altyazı çevirisini nacizane benim yaptığım aşagıdaki videoyu iftiharla sunuyorum.

Ad Seckel diyor ki...


Yiyecek Üreticisi Şirketlerin Bilmemizi İstemediği 10 Şey




1-Ambalaj üzerindeki açıklamalarda yiyeceğin içinde yer alanların hepsini gösterilmez: Yiyeceklerin yüksek sıcaklıkta pişirilmesi sürecinde crylamides gibi kansere sebep olan kimyasallar kolaylıkla oluşabilir, ancak bunların ambalaj üzerinde gösterilmesini zorunlu kılan hiç bir kural yoktur. Dahası, çözücüler, zirai ilaçlar ve diğer kimyasalların kalıntıları da diğerleri gibi ambalajlar üzerinde gösterilmek zorunda değildirler. Bunun yanında, yiyeceklerin üzerinde içerilerinde kansere neden olabilecek kimyasalları bulundurduğunun yazılmasının yasaklanmasına dair standardizasyon konusu Amerikan Ulusal Kongresinde su anda tartışılan başlıkların içinde yer almaktadır.

2-Monosodyum glutamate (MSG): Binlerce yiyeceğin ve masum görünüşlü yüzlerce market ürünün içine eklenen bu madde endokrin sisteminin (Editör Notu(EN) hormonsal sistem: endokrin sistemi epitelli olan çok hücreli bezlerden bir tanesidir; salgısını doğrudan kana veren bezlerdir. hipofiz, tiroit, böbrek üstü bezleri bu gruba girer.) fonksiyonlarını bozmakta, normal iştah sürecine müdahalede bulunarak tüketicilerin kendilerini daha aç hissedip daha fazla besin tüketmelerine neden olmaktadır. Bu kimyasal sadece geniş çaplı bir obeziteye sebep olmamakta, aynı zamanda kar amacıyla hareket eden yiyecek firmalarının bu işi durmaksızın tekrar etmelerine neden olmaktadır.

3-MSG özellikle su malzemelerin içinde saklanarak yiyeceklere katılmaktadır: Maya özü, torula mayası, bitkisel proteinler ve otolize edilmiş mayalar. Güvendiğimiz binlerce bilindik market ürünü bu tat artırıcı kimyasalların bir ya da daha fazlasını içerir, hatta neredeyse `sebzeli burger` gibi vejetaryen ürünlerin hepsi bu gruba dâhildir. (Yemeden önce ambalajı dikkatli okuyunuz)

4-ADHD (Attention Deficit Hyperactivity Disorder.) – (EN: Çocuklardaki hiperaktivite): Çocuklarda görülen hiperaktivite rahatsızlığının neredeyse tamamı kimyasal olarak renklendirilmiş ve rafine edilmiş karbonhidrat içeren besinlerin tüketiminden kaynaklanır. ADHD vakalarını oluşturan çocukların yüzde 80`i kimyasıyla oynanmış bu besinlerin öğünlerden kesilmesi sonucu iki hafta içerisinde tedaviye olumlu cevap vermişlerdir.

5- Kimyasal Tatlandırıcı Aspartam: Bu kimyasal sadece bir kaç saat sıcağa maruz kaldığında bile Formaldehit(bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/Formaldehit) ve formik asit (bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/Formik_asit)gibi kimyasallara ayrılmaya başlar. Formaldehit gözleri, beyni ve bütün sinir sistemini harap edebilecek çok güçlü bir kimyasaldır. Aspartam migrenle, hastalık nöbetleriyle, bulanık görme sorunu ve diğer birçok sinir sistemi sorunuyla çok ciddi bir şekilde ilişkilidir.

6- Yemek sosları: Ananastan yapılan guakamole sosu gibi hidrojenle birleştirilmiş yağlardan, suni tatlandırıcıların katkısıyla yapılmış birçok sos bu tehlikeli ürünler içerisindedir. Hatta neredeyse bu tarz üretilen sosların birçoğunun içerisinde sosun kaynağını oluşturan sebze ve meyve aslında hiç yoktur. (Editör notu: Ketçapın içinde aslında hiç domates olmaması gibi.)

7-Plastik kaplar: Plastik kap içindeki besinler sağlık açısından büyük bir potansiyel tehlikedir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki plastik kaplar bisfenol A adı verilen kimyasalı (Bkz:http://tr.wikipedia.org/w/ındex.php?title=%C3%96zel:Ara&search=bisfenol&ns0=1&redirs=0) yiyeceklerin içerisine sızdırmaktadır. Plastik kaplarda yemek pişirmek ise bu riski defalarca katlamaktadır. Bisfenol erkeklerde meme büyümesine neden olan hormonların artışın kadınlardaki hormonsal dengenin bozulmasına neden olmaktadır. Ayrıca prostat ve göğüs kanseri gibi hormonsal kanser türlerine de davetiye çıkarmaktadır.

8- Sut Üretimi: Amerika Birleşik Devletlerinde süt üretimi dünyanın diğer bütün gelişmiş ülkelerinde yasaklanmış olan sentetik hormonlar enjekte edilmiş ineklerden yoluyla sağlanmaktadır. Bu hormonlar, çok genç yaştaki genç kızların anormal bir şekilde büyük göğüslere sahip olmasına (Editör Notu: e çok da kötü bir şey değilmiş be:) ya da prostat kanseri gibi hormonsal kökenli kanserlerin daha önce görülmemiş boyutlara ulaşmasını açıklamada yardımcı olur. Monsanto (EN: endüstride kullanılan hormonların üreticileri) USDA (EN: bizdeki tarım ve köy işleri bakanlığının Amerika’daki adı) kısa bir süre önce organik süt üreticilerine, ineklerini sentetik hormonlar yoluyla tedavi ehlileştirmedikleri gerekçesiyle üretim yapmalarına müsaade etmemektedir. Organik süt üretimi bu kadar yoğun bir ateş altında olmasına rağmen bile, Organik Süt Üreticileri, Horizon (EN: Coca-Cola'nın sahibi olduğu bir şirket) `yanlışlıkla` organik ürün olarak etiketlenmiştir.

9- Market Malzemeleri: Birçok market malzemesinin(Oğünler yerine geçebilecek içecekler, su ilaveli çikolatalı sütler, v.b gibi.) paketlerinin üzerine bakıldığında çok sağlıklı olduklarına dair bağıra çağıra birçok iddiada bulundukları görülebilir. Ama gerçekte, besin değeri olarak koca bir `0` dırlar. Bilinen en önemli besin maddelerinin ise böyle bir iddiada bulunmaları FDA( EN: Amerikan gıda ve ilaç denetim idaresi) tarafından yasaklanmıştır. Bu besinler neler mi? Hormonsuz meyve&sebzeler.

10- Yiyecek üreticileri aslında marketlerde `raf` satın alırlar: Bu nedenle en karlı (dolayısıyla en düşük besin değerlerine sahip) ürünler marketlerde en görünen yerlerde, koridorların köşelerinde, kasa ödeme noktalarında, göz hizasında yer alan raflarda bulunurlar. Tüm bunlar obezite, Seker hastalıkları, kanser, kalp rahatsızlıkları, hastalıklarla tahrip olmuş bünyelerin dünyanın her yerinde artmasının nedeni olan mağaza içi satış ve görünebirlik uygulamalarıdır.

Kaynak: http://www.xm.com

Çeviren: eksik günlük

bir şey




yaralı tırnağımda yürüyen kan gibisin,

biliyorum etimden çıkacağını

ve yavaş yavaş izliyorum ismim kadar aklımda gidişini..

isminin.

LAST SURVIVOR


LAST SURVIVOR

1273 April

If you are reading this message right now, you are either an unfortunate survivor like I was, your whereabouts unknown to absolutely no one, or you are an explorer who luckily found this diary while on an adventure.

So… After this time both of us… If you are reading this right now, then both of us Two of us… We know that you are on the island!

If you are on this island my brother, then you have to know some things in order to stay alive, I mean; in order not to die… Well, I am pretty sure that you are deeply wondering what I am talking about. I am talking about the mosquitoes and their poisonous stings. I am talking about the snakes, spiders, scorpions and other repulsive bugs that infest this island.

You must protect yourself from these damn creatures! Whatever you do it`s not important. The thing which is important: You must believe this: One touch from these creatures is enough to kill you, make you a dead man. Believe me man. They are fatal, and there is only one way to protect yourself from these varmints that I know of, and it is to lather yourself in mud…every square inch of your skin. The mud repels the creatures and you will remain safe.. You might wonder how I know this?! I don’t know why but it works and braces you for my answer. How did I get these answers? Are you ready to the answer? Today is my 1000th day on this island. I was never a madman before I was displaced here; I was never crazy before this beginning, I was not madman or crazy until this beginning. I will tell you my story…

So yes, exactly today is my 1000th day. After 5 sunsets and sunrises I began to mark each day on a tree, and my marks kept growing and growing, until there was a millennium of kicks in some wood. In the beginning I was not alone. I and five others survived the ship wreck. There were only four of us after 900 days. One of us died from Malaria: If you know what it means Malaria, you know why you have to protect yourself as well...

We prepared a funeral for him, and burned his body, poured his ashes into the Ocean. If we didn’t do like this, result wouldn’t change, because it is possible when somebody came here even though they may not find piece your ashes…
Anyways, I will continue in any case. Don’t stop me bro, and the things that I can see which is called by you as a bunch of memory…

At the beginning, we set up the most efficient camp that we could right here on the beach; you know, it was hot and hot was good. Those first few days it looked like we were on a vacation on a never touched before piece of heaven on Earth. But then the rain came, and we were forced to seek refuge in a little cave at the end of this shoreline. Our cave was little –just for certificated pygmy worms- but it was still hot and peaceful. However, fortunately, one of was a gourmet chef. He cooked for all of us and I must admit before I die that those meals were better than even my wife’s meals.

We had split up our missions All of us took on different tasks on this island to stay alive; I fished, it was natural for one of us to cut wood and make the fire, and one of us was responsible for hunting buck and sheep. If you have not seen it yet, you will not be able to believe your eyes when you see how many domestic animals there are on this island!

So to speak, two of us went up the mountain to watch for ships or some form of rescue. We would burn as big of a camp fire as we could in case our fire would be noticed by a passing plane or ship, but after one year we lost hope as there because there was no sign from the ships we waited, never one sign of humanity to be recognized. Absolutely no sign of civilization…

You could water in easily if you turn your direction to the forest.. You could eat fresh vegetables and fruits. But you have to know the bad conditions of the forest as well: Anytime you can meet the wild animals which are snakes, spiders, scorpions, and maybe much more. More than much more… They should want sleep with hugging you. If you want to go to the mountain summit, you can find mountain goats. Also you can see -if you are lucky, -could you remember what does it mean?- Because we couldn’t meet yet- I mean: to the ships and you can get out of the island sure on those...

Oh my brother. Just after a year we began to realize that we may never return to our real lives that we had once upon a time. But it was not well enough to prevent finding life strength… We did not admit it to brake our chains which hold our faith`s and believe` together. Whenever if your brain calls the hopeless which in the watch, think the things which hold you on your toes… Instead of losing ourselves in pain and despair -despite being lost survivors- we made a decision to split up our ways; there were three areas which are useful; on the beach, in the forest, on the mountain. These places have different features; if you want to stay on the beach you can fishing and stay at the hot place during day and night without bugs without mug. But if you choose stay at the beach you have to walk fifteen kilometers to the nearest drinkable water source. If you go to the forest, you can find water in easily. You can eat fresh vegetables and fruits. But also you have to know the bad conditions of the forest: Anytime you can meet the wild animals which are snakes, spiders, scorpions, and maybe much more. If they find you as a handsome they should want sleep with hugging you. For another choice, you could want to go to the mountain summit, you might find mountain goats. Also you may see –we should say if you are lucky, because we couldn’t meet- the ships and you would able to get out of that hospitable island.

But if you ask me –and it would have been best thing if I were you that what exactly I did- My advice would have been to you that stay on the beach; it’s safe and warm. What have we been known? Hot was good. So, what does a man want much more in such that island except beer? What does a man want more on a stranded island than beer? Oh dear God! How I wish this island had beer. Long time you will miss to see yellow things in your dreams. I mean beautiful blond girls and beers. You see this beach is a proof you cannot find every time all of them together. Cold Beer- Hot Sand – Naughty Blonds… But don’t worry man when you pee you forget all of them. Yellow is yellow ha?

Finally, if you want a little advice from this tired old guy who has related with that island to his bone: He advises you also to think of the animals on this island as your friends, your companions. Find for you bucks, mountain goats, parrots, and monkey and tame them and speak with them, so with that way you may forget your loneliness… The bucks, mountain goats, parrots, monkeys, these animals will all speak to you if you listen very closely. This will help you. It will ease your loneliness. Trust me. I had done… like this…

Don’t lose your hope…never…don’t lose your strength…because there is no such thing on this island except for in your heart.

You will learn: What is the (biggest) worst lie that you have ever told?
You will learn: What is most important to you in this entire world?
You will think of everything that you have never thought of before…

I served you from death; I shall not begrudge a piece of smoke from you… Look at the roof, it is under the bed. Did you see? Here we go.. I think you saw.. Not the saw, behind of it. There is a lot of piece of tobacco, not the real tobacco, these are only some piece of leaf but you can fill out your lungs with the smoke even with these… That would be helping you about this situation. Did you see; you are not selfless as you think… You got your wish.

You will crash the gates of your brain! You will see yourself! Front of the windows of your skepticism... And what do you do with this? What will happen when you think? Maybe you will become a philosopher? But whatever you do you will never find one box of Marlboro. As much as you will gain, you will never find! Never! Can you imagine?

You must be hurting right now, but don’t curse me for it! This is real; it is real as your right hand... Ha ha ha!! Excuse me, that was only a little joke, I told you that I have gone somewhat crazy since I’ve been here. But this is my way of serving you from death. I have smoke for you brother, look over near the roof, it is under the bed. Do you see it?… I m wont hide from you a bunch of leaf. You must have found it now… A little piece of tobacco, not real tobaccos but these are only some leaves at least that you can burn and fill your lungs with. This will able to help you right now. You are not selfless as much as you think about yourself… Some wishes you will receive. In fact already got it one of them.

But, I’m sorry. My time is done, my wizards as well. I wish that I could have done more with my life. As I said `But` we must look to whatever bright side that we can find: We don’t have to get haircuts, we will never have to get up and labor at work another day in our lives. Imagine the wife in your ear, “Get up you bastard! Get ready for work! You’re late!” Remember this? I know… I know these are too good to be true. But don`t worry! This is the just one gift which is the island gave to you. Do not wait another one. It’s all over now.

Finally, be strong. Keep your eyes open, because as you will see, this island is not according to the beginners. Take your notes come to class of advance.
In the end, After I die on this island, all the tomorrows will be like all the yesterdays for the last two thousand years. Nothing will change.
The world dismissed me and now I -must- dismiss you…

Good-Bye…

1273 April

Serdar O., the last survivor on the island.

A wrinkly old man named Serdar stands up and puts his diary back into his bag which is next to tobacco leafs on the roof. And he walks slowly to the shore to step on a ship that took 6 years to rescue him, last survivor, a big smooth smile on his old face…

author: eksik günlük
pic: http://jujika.deviantart.com/art/Ship-18038322